Haramiler | Konular | Kitaplar

Başkasına ait mal

Yeni düzenlemede rıza malın zilyedinden aranacak bir rıza
olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama suçun konusunun mülkiyetinin mutlaka
başkasına ait olması lazımdır. Burada yer alan “başkasına ait mal” ifadesi, suçun
konusunu oluşturan malın mülkiyetinin başkasına ait olmasını ifade ediyor.

Bu doğrultuda yeni ceza kanunu sisteminde kişinin üzerinde
kendisine ait mülkiyet hakkı olan bir malı zilyedinin rızası dışında alması
halinde acaba hırsızlık suçu söz konusu olacak mıdır? Örneğin kişi mülkiyeti
muhafaza kaydıyla sattığı bir malı satın alanın rızası dışında geri aldığında
hırsızlık suçu işlemiş olur mu? Ya da kişi malı bir başkasına rehin verdiğinde mülkiyeti hala kendisinde olduğu için, bu malı zilyedinden rızası dışında
aldığında hırsızlık suçu oluşacak mı?
Bu hususta eski TCK. Döneminde Yargıtay mülkiyeti
muhafaza kaydıyla satılan malın satıcı tarafından alınmasının hırsızlık suçunu
oluşturduğunu kabul etmişti.

Ancak yeni düzenlemede her ne kadar bu suçla korunan
hukuki yarar zilyetlik olsa da çalınan malın mutlaka başkasına ait olması yani
başkasının mülkiyetinde olması gerekir. Eski TCK. açısından bu eylemler
kendiliğinden hak alma suçu kapsamında düşünülüyordu. Buna karşılık 5237 S.
TCK’nda kendiliğinden hak alma suçuna ayrıca yer verilmiş olmadığı için,
mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılan veya rehin konusu malın sahibi tarafından
geri alınması durumunda, eğer malın geri alınması için cebir ve şiddet
kullanılmış değilse, herhangi bir suç oluşmaz.

Kısacası bu konuda farklı fikirler mevcut olsa da, yasayı
hazırlayan komisyondaki öğretim üyelerinin belirttiği üzere bu sistemde
hırsızlık suçu için suçun konusu olan malın mülkiyetinin mutlaka başkasına ait
olması gerekir.

Her iki kanun da ekonomik bir değer taşıyan her türlü
enerjinin hırsızlık suçunda taşınır mal sayılacağını kabul etmektedir. Ancak yeni
kanunun bu konuda önemli bir farklılığı hırsızlık suçunun elektrik enerjisine
karşı işlenmesini suçun nitelikli hali olarak düzenlemiştir. Kanun gerekçesinde
bunun nedeni de suçun temadi halinde işlenmesi olarak gösterilmiştir.