Haramiler | Konular | Kitaplar

Hırsızlıkta çalınan mal değerinin azlığı

Y. TCK MD.
MADDE 145. - (1)
Hırsızlık suçunun
konusunu
oluşturan malın
değerinin azlığı
nedeniyle,
verilecek cezada
indirim
yapılabileceği gibi,
ceza vermekten de
vazgeçilebilir.

ESKİ TCK MD.
Madde 522 - Onuncu babda beyan olunan cürümlerin
işlenmesinde cürmün mevzuu olan şeyin veya ika edilen
zararın kıymeti pek fahiş ise mahkeme cürme mahsus
olan cezayı yarısına kadar artırır ve eğer hafif ise yarısına
ve eğer pek hafif ise üçte birine kadar eksiltir.
Kıymet tayini için cürmün mevzuu olan şeyin yahut
vaki zararın cürüm işlendiği zamandaki kıymeti nazarı
dikkate alınır.Yoksa failin istihsal eylediği menfaat hesap
edilmez.
Eğer fail aynı neviden olan cürümlerden dolayı
mükerrer bulunur veya bu babın ikinci faslında yazılı
cürümlerden birini işlemiş olursa cezayı tenkise mahal yoktur.


(Hukuksal ilişkiden kaynaklanan alacağın mutlaka “para” olarak belirlenmiş
olmasına da gerek yoktur. Böyle bir hukuksal ilişkinin “gerçekten” mevcut
olması gerekir; gerçekte böyle bir hukuksal ilişki bulunmamasına rağmen,
failin, böyle bir hukuksal ilişki bulunduğu düşüncesiyle alma hareketini
gerçekleştirmiş olması durumunda bu hüküm uygulanmaz.)


Bilindiği üzere, hırsızlık suçuna konu olan malın değeri25 765
sayılı kanunda verilecek cezanın tayininde dikkate alınmaktaydı. Buna göre
malın değerinin ‘pek fahiş’ olması halinde cezada bir artırım yapılıyor ; ‘hafif’
ise ceza yarısına kadar indiriliyor ; ‘pek hafif’ ise üçte birine kadar
indiriliyordu.

Yeni kanunun 145. maddesinde malın değeri cezanın
belirlenmesinde yine bir kriter olarak kabul edilmiştir.Ancak yeni hüküm
eskisinden birçok bakımdan ayrılmaktadır.

Öncelikle yeni düzenlemede sadece malın değerinin azlığı
dikkate alınmıştır. Malın değerinin yüksek olması bir kriter olmaktan
çıkarılmıştır.

Bunun yanı sıra suça konu malın değerinin azlığı bakımından
eski kanunda olan ‘hafif’-‘pek hafif’ ayrımı da kaldırılmıştır.

Ayrıca eski hükümde malın değeri bakımından yapılan
değerlendirme sonucunda hakime sadece cezada bir indirim yapma hakkı
tanınmıştı.Oysa yeni kanunda hakime malın değerinin az olması halinde 2
seçenekten birini kullanma imkanı getirilmiştir: Hakim olayın özelliğine göre
dilerse vereceği cezadan bir
indirim yapabilir, dilerse faili cezalandırmaktan vazgeçebilir.

Kanun koyucu maddedeki ceza indirimine eski ceza kanunun
aksine ne alt ne de üst indirim oranı getirmiştir. Bu oran somut olaya göre
sadece hakim tarafından takdir edilecektir. Bu madde ile ceza adaleti
sağlanmaya çalışılmıştır.

765 Sayılı TCK.nun 522. maddesindeki malın değerinin pek
fahiş olmasından dolayı ayrıca temel cezaya ek bir artırım yapılmayacak,
malın değerinin fazlalığı hakim tarafından temel ceza belirlenirken dikkate
alınacaktır.

Bu maddenin uygulamada bazı karışıklıklara sebep
olabilecek yönleri de vardır. Malın değerinin azlığı hangi kriterlere
göre belirlenecektir? Bu konuda tam bir açıklık yoktur, muhtemelen
Yargıtay uygulamaları ile değer azlığı içerik kazanacaktır. Ancak
burada belki de cezada kanunilik ilkesi açısından bir mahsur söz konusu
olabilecektir. Çünkü madde metninde yapılacak indirim miktarının ne olacağı
belirtilmemiştir. Sadece hakimin cezada indirim yapacağı söyleniyor. Bu ise
kanunilik ilkesi bakımından sorunlara neden olabilecektir.

(Malın değerinin belirlenmesi, hakimin takdirine bağlı ise de, bunun zarar
görenin durumundan bağımsız olarak objektif bir biçimde tespit edilmesi
gerekmektedir. Nitekim öğreti ve uygulamada değer belirlerken objektif bir ölçü
kullanılmaktadır. Bu yüzden mağdurun fakir veya zengin olması, hükmün
uygulanması bakımından göz önünde bulundurulmaz.)