Haramiler | Konular | Kitaplar

Beyaz yakalı suçlulara dikkat

Türkiye'de, dünyada da olduğu gibi son yıllarda suç işleyenlerin sayısı giderek artıyor. Her gün en az bir cinayet haberi okuyoruz. Ağırlaştırılmış hapis cezaları ne cinayet işleyenlerin sayısını azaltıyor ne de işleniş şekillerindeki vahşetin önüne geçiyor. Suç işleyenlerden bazılarının, ki bunlara beyaz yakalı psikopati kişilikler deniyor, rehabilitesi de mümkün olmuyor.

"Mardin'de kanlı saldırı: 44 ölü", "Baba-oğul cinayeti birlikte işledi", "Karısını 10. kattan aşağı attı".... Gün geçmiyor ki buna benzer başlıklarla duyurulan bir cinayet haberi okumayalım. Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın her yerinde suç işleme trendi yükselişte. Peki kimler, hangi nedenlerle suç işliyor? Suçu işledikten sonra ne hissediyor? Her katilin topluma kazandırılması mümkün müdür? Suç ve suça dair sorularımızı Doç. Dr. Kültegin Ögel yanıtladı.

- Kimler suç işler?

Suç işlemede 3 temel grup vardır. İlk grupta sosyal-ekonomik nedenleri olan kişiler var. Bu kişilerin ekonomik durumu kötüdür. Uygunsuz bir aile ve çevrede yetişmiştir. Çevresindeki herkes suç işliyordur, kişi bunu normal karşılama eğilimindedir.

İkinci grubu ruhsal problemi olan kişiler oluşturur. Hiperaktiftir, yerinde durumaz, duygu kontrolü yoktur. Bu yüzden gider birini vurur. "Hayır" demeyi bilmiyordur, arkadaşlarının baskısına boyun eğiyordur, suç işler. Öfke kontrolü yoktur, gider birine zarar verir.

Üçüncü grup ise kriminal kişiler dediğimiz, psikopati kişilikler olarak da adlandırılan grubu oluşturur. Suç işlemeye eğilimli kişiler yani aynı suçu ya da benzer suçu işleyen kişilerden bahsediyoruz. Bu kişilik yapısına anti-sosyal ya da psikopati kişilik de deniliyor. İnce ince suç işleyenler var mesela, bir yerde yönetici olarak çalışıyor, hiç yakalanıp cezaevine girmiyor. Mesela bankacı bankayı ufak ufak soyuyor. Biz bunlara "Beyaz yakalı psikopatiler" diyoruz.

- Cinayet işleyen her üç gruptan suçlular, yaptıklarının farkına varıyorlar mı suçu işlerken?

O anda ne yaptığını bilmez bu kişiler. Mesela bir kişi kavga sırasında birini öldürebiliyor. Hayatında sürekli olan bir eğilim değil bu. Bir anda, kontrol edemediği noktada işliyor cinayeti. Alkol, uyuşturucu madde bağımlılığı ruhsal nedenlerde suç işleyen kişilerde daha fazla.

- Kriminal gruptan biraz daha bahsedebilir miyiz? Diğer iki gruptan ayrılan yönleri ne?

Kriminal grupta iki özellik ön plana çıkıyor: Birincisi bu kişilerin suçlama eğilimleri var. “O, öyle davranmasaydı ben böyle davranmayacaktım.” Düşünce hataları var. Hiçbir zaman kendilerini suçlu görmüyorlar.

İkincisi empati duyguları yok. Merhamet duyguları yok. Öldürdüğü kişiyi 10 parçaya bölebiliyor mesela. O sırada bu kişinin canı acır mı, hissetmiyor. Emekli bir adamın maaşını gayet rahat çalabiliyor. O sırada “Yazık değil mi bu emekliye, napacak bu adam?” diye düşünmüyor. Aklına bile gelmiyor. Böyle bir yapıları var. Ya da işyerinde bir kadını taciz ediyor. İstediğini alamayınca da işten kovuyor. O sırada ne yapacak bu kadın diye düşünmüyor. Bu grubu oluşturanların çoğu erkek, kadınlarda olmuyor bu durum.

Bu kişilere göre öldürdükleri kişiler genelde kurbandır, hak etmiştir ve katil şöyle düşünür: Bu kadar da aptal olmasaydı.

- Bu kişiler cezaevine girdiğinde değişiyor mu, pişman oluyor mu?

Genelleştirme düşüncesi var. "Herkes yapıyor ama yakalanmıyor, ben yakalandım." , "Herkes milletin parasını çalıyor. Ama beni yakalıyorlar" diye düşünüyor. Dolayısıyla cezaevinde de bu düşünce yapısını sürdürüyor. Bir başka özellikleri bu gruptakilerin, o da çok çekici olmaları. Dolayısla bu kişiler çevresindekilere kendini çok kolay kabul ettirir. "Ne ilginç biri" dedirtir. Tatlı tatlı konuşup sizi ikna ederler. Öyle ki siz o suçun işlenmesi gerektiğine bile inanırsınız. Daha çok erkekler böyledir. İyi giyinirler, bir yere gittiklerinde dikkat çekerler. Arkadaş çevresi geniştir. Kişi kendini çok önemli görür.

Konya’da trafik polisini şehit ettikten sonra yaklanan genç çok ilginç bir vaka mesela. Çocuk 21 yaşında ve verdiği ifadede “Yaşım kadar öldürecektim” diyor. Bunalımdayım diyor. "Burada bir hata yaptım, üzülüyorum suçluluk duyuyorum" yok. "Niye öldürecektin?" diye sorduğunda verdiği cevap "Canım sıkılıyor, bunalımdayım" oluyor. Kendisini haklı, doğru buluyor.

- Suç işlemek genetik kodlara bağlanabilir mi?

O konuda araştırmalar var. Ama daha çok öğrenme var. Benim dedem suç işliyorsa ve babanın da suç işlemesi çok normal. Normal olduğunu düşünüyor. Baba öğrenmiyorsa çocukta çıkabilir. Çünkü dedesi yapıyordu. Dolayısıyla bu kişiler için cezaevine girmek çok normal. Giriyor çıkıyor, ortamı biliyor. Öğrenmeyle çok bağlantısı var. Bazıları için ise mahkemeye gitmek büyük strestir. Çünkü hayatı boyunca hiç mahkemeye gitmiştir. Bu konular ona çok yabancıdır.

- Her 3 gruptan insanlar nasıl topluma kazandırılıyor?

Kriminal kişilik bir suçluluk profilidir. Tekrar suç işleme potansiyeli yüksektir. Diğer iki gruptaki insanları sosyo-ekonomik destek ya da psikolojik destek vererek topluma kazandırmak mümkündür. Ama kriminal kişiler cezaevinde olmaları gereken kişilerdir. Çünkü bir şekilde toplumu onlardan korumak gerekiyor. Düzelme mümkün mü, düşük orandadır.

Sosyo-ekonomik ve ruhsal sebepler yüzünden suç işleyen kişiler tedavi edilebilir, kriminal kişilik grubuna girenler ise tedavide ise törpülenebilir. Ama bu kişilerin mutlaka yakından takip edilmesi gerekir. Mesela 3 kişiyi öldürmüş çıkmış, bir önceki karısını öldürmüş çıkmış. Şimdi de evli. Bir tehdit ortamı meydana geldiğinde bu kişinin suç işleme ihtimali çok yüksek.

- Cezaevlerinde suçluların rehabilitasyonuna yönelik neler yapılıyor?

Cezaevindeki özellikle gençlerin durumu çok zor. 18 yaş altından bahsediyoruz. Gençlik döneminin en büyük özelliği ne, özgürlüğüne düşkün olmak, otoriteye karşı gelmek. Cezaevine girdiği zaman bir özgürlüğü kalmıyor. Otoriteye karşı gelecek, peki otorite kim, müdür. Gençlik cezaevleri çok hareketlidir, kontrol etmek çok zordur. Ve o çocuklar kriminal eğilimleri olsa bile değişebilirler, değişirler. Tabii profesyonel, psikolojik müdahalede bulunmazsak kötü olur. Birinci yatışında çocuk kolay değişecek pozisyondadır. Daha sonraki yatışlarda çocuğun değişmesi güç olur.

Cezaevlerine yönelik proje bazında çalışıyoruz. Çocuk ve gençlere yönelik rehabilite çalışmaları yürütüyoruz. Risk ve ihtiyaçlar saptanıyor. Çalışmanın türüne göre bazen haftada bir, iki haftada bir ya da ayda bir bireysel ya da grup terapileri oluyor.

Konular