Haramiler | Konular | Kitaplar

hüküm

Dolandırıcılık suçu

Bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve
desiseler yaparak hataya düşürerek veya mağdurda esasen var olan
hatadan hile ve desise kullanmak suretiyle yararlanarak onun veya
başkasının zararına, kendisine veya başkasına haksız bir menfaat
sağlamak dolandırıcılık suçunu oluşturuyordu.

5237 sayılı yasa dolandırıcılık suçunun basit şeklini 157.
maddede tanımlamıştır. Bu tanıma göre hileli davranışlarla bir kimseyi
aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya
başkasına bir yarar sağlamak dolandırıcılıktır. Yeni hükümle eski hüküm

Açığa imzanın kötüye kullanılması

9. (a) 5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde 209/1: 3 aydan 1 yıla kadar hapis.

(b) 765 sayılı T.C.K. madde 509/1-1.cümle: 3 aydan 3 yıla kadar hapis ve 150 liradan aşağı

olmamak üzere ağır para cezası (19. madde ile 3506 ve 4421 sayılı Kanunlardaki artış oranları uygulanır).

765 sayılı Kanunun (malvarlığına karşı suçlar) kısmında ve (inancı kötüye kullanma) bölümünde

yer alan açığa imzanın kötüye kullanılması; öğretide suçun tipi ve öğeleri bakamından bir sahtecilik

Kullanma hırsızlığı

YENİ TCK MD.
Kullanma Hırsızlığı
MADDE 146. - (1) Hırsızlık suçunun,
malın geçici bir süre kullanılıp
zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi
hâlinde, şikâyet üzerine, verilecek ceza
yarı oranına kadar indirilir. Ancak
malın suç işlemek için kullanılmış
olması hâlinde bu hüküm uygulanmaz.

ESKİ TCK MD.
Madde 494/I-3 Hırsızlık;
1.Geçici olarak kısa bir süre
kullanılıp zilyedine iade edilen veya
zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir
yere bırakılan veya iade edilmek
üzere alındığı açıkça anlaşılan ve
ücret karşılığı yük ve yolcu
taşımacılığına tahsis edilmiş olmayan

Alacağı tahsili amacıyla hırsızlık

YENİ TCK MD.
MADDE 144. - (1) Hırsızlık suçunun;
b) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı
tahsil amacıyla işlenmesi

ESKİ TCK MD.
Eski kanunda bu hükme karşılık
bir düzenleme mevcut değildi.

Bu hüküm 765 sayılı kanunda bulunmayan yeni bir
düzenlemedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında bir
hukuki ilişki24 bulunmalıdır.Bu hukuki ilişki nedeniyle fail mağdurdan
alacaklı bulunmalıdır.Fail bu alacağını tahsil edebilmek için borçlunun malını
çalmalıdır. Faildeki saik alacağını tahsil etmek olmalıdır.

İştirak halinde işlenen suçlarda maddede öngörülen ceza

Malik olunan mal üzerinde hırsızlık

YENİ TCK MD.

MADDE 144. - (1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik
olunan mal üzerinde işlenmesi

ESKİ TCK MD.
MADDE 494/I -2.Failin müşterek
veya iştirak halinde mülkiyetine sahip
olduğu mal hakkında işlenmesi


144. madde, 765 sayılı TCK’nın 494/I-2. bendiyle aynı
düzenlemeyi getirmektedir.Buna göre üzerinde paylı mülkiyet veya
elbirliğiyle mülkiyet bulunan mal üzerinde paydaşlardan22 birinin hırsızlık
suçunu işlemesi halinde bu hafifletici neden uygulanır.23
Hüküm, paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,

Enerji hırsızlığının örgüt faaliyetiyle yapılması

Fıkranın ikinci kısmında bu fiillerin bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde cezanın daha da ağırlaştırılacağı
hükme bağlanmıştır.

Maddedeki örgüt deyiminden 5237 sayılı kanunun 220/1
maddesi uyarınca, “amaçlanan suçları işlemek için ve elverişli olmak
koşulu ile an az üç kişinin bir araya gelmesi”dir.
Söz konusu fıkrada, “suçun bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesinin” niçin yalnızca m. 142/3’de öngörülen nitelikli
hal bakımından nitelikli hal olarak göz önünde bulundurulduğu hususu haklı
eleştirilere yol açmıştır.

Büyük veya küçük baş hayvan hırsızlığı

YENİ TCK MD.

MADDE 142. - (2)
Suçun
g)Barınak
yerlerinde, sürüde
veya açık yerlerde
bulunan
büyük
veya küçük baş
hayvan hakkında,

ESKİ TCK MD.
Madde 491/III-5. Mandıra, ağıl gibi hayvanata mahsus
yerlerde bulunan yahut lüzumuna göre açık yerlerde
veya kırlarda bırakılan ve haklarında 492. maddenin 9
uncu fıkrasının tatbiki mümkün olmayan hayvanları bu
yerden almak suretiyle işlenirse;
492/I-9. Meskun bir hanenin doğrudan doğruya
müştemilatından olan veya duvarla çevrilmiş bulunan
yerlerindeki hayvan hakkında işlenirse;

Eşya Hırsızlığı

YENİ TCK MD.

MADDE 142. - (1) Hırsızlık suçunun
e) Adet veya tahsis veya kullanımları
gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında
işlenmesi


ESKİ TCK MD.

Madde 491/III- 2. Adet muktezası
olarak yahut tahsis ve istimalleri
itibariyle umumun tekafülü altında
bulunan eşya hakkında işlenirse

(10 Gemilerde can yeleklerinin, filikaların,binalar üzerindeki paratonerlerin,sel
ve baskınların önlenmesi için yapılmış duvar taşlarının ve kapakların çalınması
hallerinde bu bendin uygulanması gerekir.
Deprem anında acil müdahale için gerekli malzemelerin bulunduğu deprem

İbadete ayrılmış yerlerde bulunan eşyalarda nitelikli halin uygulanması için eşyanın buraya ait olması zorunluluğu yoktur

TCK.nun 142/1 maddesi (a) bendinde yer alan bir diğer
nitelikli hal de, ibadete ayrılmış yerde bulunan eşya üzerinde işlenmesidir. Bu
husustaki eski hüküm olan TCK.nun 492/1 maddesinin 5. bendinde sadece
ibadet edilen yerde buraya ait olan malların çalınması halinde ağırlatıcı
neden uygulanmaktaydı.Artık yeni hüküm gereği malın ibadet yerine ait
olup olmadığına bakılmaksızın burada bulunan eşya hakkında işlenmesi
hali, ağırlatıcı nedenin uygulanması için yeterli görülecektir.5

Öte yandan suça konu şeyin “ibadete özgülenmiş” bir yerde bulunmasından

Kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan eşyanın devlete ait olması zorunluluğu yoktur.

TCK.nun 142/1 maddesi (a) bendinde yer alan nitelikli hale
baktığımızda; eski hükümde yalnızca devlete ait olan mallar kapsama
alınmışken yeni hükümde malın kamu kurum ve kuruluşlarında
bulunması şartı ile özel ve tüzel kişilere ait olan mallar hakkında
işlenen hırsızlık suçları bakımından da bu ağırlatıcı neden uygulanacaktır.

Suça konu olan şeyin “kamu kurum ve kuruluşlarında
bulunması” yeterli olup, failin belirtilen yere “girmiş” olması zorunluluğu
aranmadığından, dışarıdan pencere veya kapıdan el uzatmak suretiyle

Suçun Manevi Unsuru

Hırsızlık suçunda manevi unsurun gerçekleştiğini kabul
edebilmek için 765 sayılı yasa genel kastı yeterli görmemişti.Bu yasada suçun
gerçekleşebilmesi için failin taşınır malı faydalanmak kastı ile almış olması
aranmaktaydı ve bunun dışındaki bir amaçla (mesela malı tahrip etme
amacıyla) alma suçun oluşmasını engellemekteydi.

5237 sayılı TCK da suçun oluşumu bakımından genel kastı
yeterli görmemiştir ve malın yarar sağlamak maksadıyla alınmış olmasını
aramıştır.Yeni hükmün eskisinden farkı failin sadece kendisine değil bir