Haramiler | Konular | Kitaplar

Kayseri'de mahremiyet skandalı; Bir örtüyü bile çok gördüler

Kayseri'de mahremiyet skandalı; Bir örtüyü bile çok gördüler

Kayseri’nin Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Çınar, trafik kazasında ölen iki kadına morgda erkeklerin içinde çıplak kimlik tespiti yaptırdığı gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikayet edildi.

Kimlik teşhisinde mahremiyeti hiçe sayan olay Malatya Kayseri karayolu Pınarbaşı ilçesinde yaşandı. 5 kişilik Erden ailesi 7 Ekim 2014’te trafik kazası geçirdi. Kazada öğretmen Sultan Erden, eşi Yusuf Erden ile üniversite öğrencisi çocukları Tuba ve Mustafa Erden hayatını kaybetti. Ölenlerin kimliklerini tespit için aile yakınları polis memuru İhsan ve İsmet Aktürk’e haber verildi.

Bugün gazetesinin haberine göre, Pınarbaşı hastanesinin morguna gelen İsmet Aktürk gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü.

SEDYEDE ÇIPLAK BEKLETİLDİLER

Kazada hayatını kaybeden yakın akrabaları Sultan Erden ve kızı Tuba’nın cenazeleri saygısızca sedye üzerinde çıplak halde bekletiliyordu. Üstelik o sırada odada olmaması gereken ‘olay yeri inceleme memurları’, ‘jandarma erleri’, ‘hastane temizlik görevlileri’ ve ‘adli personel’ de vardı.

Bunun üzerine Aktürk savcıya, “Savcım bu odada cenazelerin başında çok fazla kişi var. Bu bayanlar mutaasıp hayat sürmüş insanlar. Bu kadar erkeğin içinde çıplak yatırdığınız, dayımın kızı Sultan Erden 28 Şubat’ta ve kızı Tuba da üniversite öğrenciliğinde bile başörtüsünü çıkarmamıştı. Şimdi ruhu kemikleri sızlar. Çıplak tutmayalım, uygun görürseniz bir örtüyle üzerlerini kapatalım” dedi.

BU TAVIR KİŞİLERİN HATIRASINA HAKARET

Savcı Çınar’ın bu talebi duymazdan gelmesi üzerine Aktürk, “Savcım eğer kapatmayacaksanız, ben kapatayım” diye tepkisini sürdürdü. Bunun üzerine savcı, “İşimi nasıl yapacağımı sana mı soracağım” diyerek Aktürk’ü dışarı attı. Aktürk’ün savcıdan şikayetçi olacağını söylemesi üzerine savcı Aktürk’ü yanına çağırarak, “Sen ne iş yapıyorsun” dedi. Polis memuru olduğunu belirten Aktürk’e savcı bu kez, “Polis olduğun halde karşımda ceketini iliklemeden nasıl duruyorsun” diyerek, tutanak tutup bir de kamu davası açtı.

Savcı Çınar’dan görevi ihmal ve kötüye kullanma ile kişilerin mahremiyetini ihlal etmekten şikayetçi olan Avukat Emre Ayan, dava dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

“Ceza Muhakemesi Kanunu Maddeleri 86 ve 87’ye göre zabıt katibi, jandarma erleri, komutan, olay yeri inceleme polislerinin orada olmaması gerekmektedir. Bu hanımların mahremiyetini ihlal ettiğinden adeta bir insanlık suçu işlediği gerekçesiyle görevini ihmal ve kişilerin hatırasına hakaretten hakkında soruşturma açılması ve cezalandırılmasını talep ederim.”

ZORLUK ÇIKARDI

Şikayet dilekçesinde ayrıca Cumhuriyet Başsavcısı Çınar’ın şikayet edileceği yönündeki beyanlara kızdığı için zorluk çıkardığı bilgileri de yer alıyor. Polis memuru Aktürk’ün ‘Seni şikayet edeceğim’ sözüne sinirlenen savcı Çınar, cenazeleri 110 km uzaklıktaki Erciyes Üniversitesi Hastanesi’ne göndererek kazayı şüpheli ölüm olarak değiştirdiği belirtiliyor.

ÜZERLERİ SONRADAN ÖRTÜLDÜ

Avukat Ayan savcının ‘Ben ne dersem o olur’ tavrı ile hareket ettiğine dikkat çekerek şunları aktarıyor: “Savcı ölümleri şüpheli buldum, klasik otopsi yapılsın deyip ne bir çarşaf örtü ne bir ceset torbası kullanmaksızın çırılçıplak tabut içerisinde gönderdi. Erciyes Üniversitesi’nde cenazeleri teslim erkek görevliler kadın bedenlerinin bu şekilde taşınmayacağını ve kadın personelin bulunmadığını müvekkilim Aktürk’e beyan etti. Bunun üzerine bir görevli Aktürk’e “Kardeşim Allah rızası için bir bayan bul getir de bu kadınların üzerini örtsün biz de teslim alalım” dedi. Bunun üzerine rahmetli Sultan Erden ile birlikte öğretmenlik yapan tanık Hanife Erdoğan morga gelerek çarşafla cenazelerin üzerini örttü.”

SAVCIDAN ‘ALAYCI’ SAVUNMA

Ölü muayene işleminde kişilerin mahremiyetini ahlaken, hukuken ve dinen sakıncalı davranış sergilediği gerekçesiyle HSYK’ya şikayet edilen savcı Çınar savunmasında şöyle dedi: “Olayın nasıl gerçekleştiğinden olaya kimlerin karıştığına dair birçok bilgiyi kolluk görevlilerinden almaktayım. Doğa üstü güçlerimiz olmadığı için onların bilgisine başvurmak zorundayım.”

KİMLİK TESPİTİ BÖYLE YAPILMAZ

Yargıtay eski Savcısı ve emekli Hakim Beyazıt Boran: “Ceset dahi olsa otopsi ve kimlik teşhisinde kimlerin olacağı CMK’da bellidir. Otopside adli tabip, zabıt katibi, cumhuriyet savcısı ve cesedi bilen yakınlardan biri bulunur. Kimlik tespitinde eğer yakını yoksa o cesedin, yüz ifadesi mahrem yerleri değil, cesedin tanınması için kayıt yapılır. Ve daha sonra gelen yakınlara gösterilir. Kimlik tespitinde olay yeri inceleme ekiplerinin ve jandarma görevlilerinin işi yoktur.

(Kaynak: Bugün)

Konular