Haramiler | Konular | Kitaplar

Kaparo parası ve çalıntı mal alınır mı?

Soru: Bir müşterim, alacağı malın kaparo parası olarak bir miktar para bıraktı, geri kalan parayı getirince malı alacağını söyledi.

Ben de malı onun için beklettim, başkasına satmadım. Ancak aradan geçen zaman içinde işleri tersine gitmiş, malı almaktan caymak zorunda kalmış, gelip de önceden verdiği parayı istemedi. Bazıları bu parayı iade etmeye gerek olmadığını söylediler, bazıları da malı almamış, öyle ise verdiği parayı iade etmen gerekir, dediler. Ben bu önceden verilmiş olan kaparo parasını alabilir miyim, yoksa mal almak niyetiyle verdiği parayı, malı alamayınca geri vermem gerekir mi?..

Cevap: Farklı yorumlar vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz.

1- Hanefi mezhebine göre, bu para neyin karşılığıdır ki alınabilsin? Şayet mal bekletildiği için bir ziyana girme söz konusu olmuşsa bu ziyan ödetilebilir. Maruz kalınan ziyan paradan alınır, kalan paranın sahibine iadesi gerekir. Yoksa pey akçesi denilen bu parayı almak Hanefi’de caiz olmaz.

2- Hanbeli’de ise kaparo parası alınabilir. Verilen misalde Hazreti Ömer’in kaparo parasının alınmasına mani olmadığı yolundaki olay nakledilmektedir. Bugünkü şartlar içerisinde bakıldığında akla ilk gelen, malın satımını engelleyen kimse bu malı almadığından dolayı satıcının ziyanına sebep olmuşsa ancak bu ziyanı ödemesi gerekir. Bu konuda zorlanmaya maruz kalanlar Hanbeli mezhebine göre amel ederler, yoksa Hanefi’de ziyana sebep olmayan kaparo parası iade edilmelidir. Karşılıksız paradır çünkü... Geniş bilgi için (H.K. Günün Meseleleri-1)’e de bakılabilir.

---

Hırsızlık mal alınır satılır mı?..

Soru: Ticaretle meşgulüz. Sık sık bize fiyatı ucuz çalıntı mallar geliyor. Bu malları alabilir miyiz? Alırsak sahibi gelip de elimizde bu malları bulursa alabilir mi? Yoksa çalan kimseyi bulup ondan mı istemeleri gerekir mallarını?

Cevap: Çalıntı mal alınmaz, satılmaz. Çünkü çalıntı mal, satan adamın malı değil ki satması caiz olsun. Bu şu demektir: Malın sahibi gelip de malını bulursa, ispat ettiği takdirde bulduğu yerde malına sahip çıkıp alabilir. ‘Çalan adama git de ondan al’ denemez. Çalıntı malı alan adamın gidip verdiğinden parasını istemesi gerekir. Bu yüzden en doğrusu çalıntı olduğu bilinen mallar alınmamalı, satılmamalı...

Nitekim sahibinin elinden zorla gasp edilen mal da çalıntı mal hükmünü alır. O da alınıp satılmaz. Bu ölçüye dikkat edilse malı çalmak da, gasp etmek de teşvik görmez. Çünkü çalınan da, gasp edilen de satılmamakta, böylece pazarı da bulunmamaktadır. Öyle olunca ne için çalınacak, ne için gasp edilecek? Satılmıyor ki... Aksine satışa arz edilince hemen polise haber veriliyor, yakalanıyorlar...

---

İslam’da alışverişinde hile yapmayan ticaret ehline yüksek payeler verilmekte, dürüst satıcıya mahşerde şehitlerin, sıddıkların yakınında yer gösterilmektedir. Demek ki ticarette dürüstlük çok mühimdir. Hilesiz ticaret yapan dünyasını da kurtarabilir, ahiretini de... Yaptığı hilesiz ticaret sebebiyle tabii...

Efendimiz (sas) Hazretleri bu yüzden yapmıştır meşhur ikazını:

Kim bizi aldatırsa (bilinsin ki) o bizden değildir!.. Kim de aldatmadan dürüst ticaret yaparsa bilsin ki o da mahşerde sıddıklarla, şehitlerle beraberdir...

Bir şeyin mükafatı yükselirse onun uygulamasının da zorlaşacağı anlaşılmaktadır. Demek ki dürüst ticaretin de zorlaşacağı devreler olacaktır. Bu zorluklara rağmen dürüstlükten ayrılmayanlara, helal ticarette ısrar edip kanaatkar davrananlara Rabb’imiz ebedi hayatta kazançlar ihsan eylemekte, dürüstlüklerini (şehitlerin, sıddıkların yanında yer vermekle) mükafatlandırmakta, karşılıksız bırakmamaktadır!.. Yeter ki her türlü zorluğa rağmen dürüstlükten ayrılmasın...


Ahmed Şahin


Konular